Kastamonu'nun Doğanyurt ilçesinde kestane balı üretimi yapan Hüsnü Şinoforoğlu'na ait arı kovanları, kimliği belirsiz kişilerce zehirlenerek ve girişleri kapatılarak milyonlarca arının yaşamını yitirmesine neden oldu. Yaklaşık 1 milyon arının hayatını kaybettiği bu olayın ardından üretici, Doğanyurt İlçe Jandarma Komutanlığına şikayette bulundu. Bu eylem, hayvan hakları ihlalini teşkil etmektedir ve biyoçeşitliliğe zarar vermektedir.

Hüsnü Şinoforoğlu, 15 yıldır kestane balı üretimi yapmaktadır ve bu yıl 225 arı kovanını Doğanyurt ilçesinde kiraladığı araziye yerleştirmişti. Şinoforoğlu, bölgedeki yaban hayvanlarından arılarını korumak amacıyla tel örgü ve ışıklandırma gibi önlemler almıştı.

Kovan Girişleri Kasten Kapatıldı
Kovanlarının bulunduğu alana gittiğinde, binlerce arının yaşamını yitirdiğini üzülerek fark etti. Ayrıca, 6 arı kovanının girişlerinin tenekelerle kasten kapatıldığını tespit etti.

50 Arı Kovanı Zehirlendi
Arı kovanlarını kontrol ettiğinde, 50 arı kovanının zehirlenme sonucu zarar gördüğünü anladı. Hüsnü Şinoforoğlu, yaklaşık 1 milyona yakın arının hayatını kaybettiğini belirterek, sorumluların bulunması için Doğanyurt İlçe Jandarma Komutanlığına şikayette bulundu.

"Kota Belirlemesi Yanlış, Floraya Göre Yapılmalı"
Olayı anlatan Hüsnü Şinoforoğlu, Doğanyurt'ta kestane balı üretimi yaptığını ve bu yıl yeni yönetmeliğin değişmesiyle kota belirlemesi yapıldığını ancak bunun yanlış olduğunu belirtti. Kota uygulamasının bir dağ arazisine göre değil, bölgenin florasına göre yapılması gerektiğini savundu. Şinoforoğlu, Doğanyurt'taki ekiplerin nesli tükenen ceviz ve kestane ağaçlarının sayısını belirleyerek buna göre kota koyması gerektiğini ifade etti. Vatandaşın arazisini kiraladıklarını ve Cumayanı olarak bilinen yerde 1600 arı kovanı kotası belirlendiğini aktaran Şinoforoğlu, bu sayının çok az olduğunu ve 5000 kovanın bile yetmeyeceğini iddia etti. Kota belirlemesinin tapu bilgilerine göre yapılmasının hatalı olduğunu, floraya göre yapılması gerektiğini, çünkü bölgede kaç ceviz veya kestane ağacı olduğunun bilinmediğini sözlerine ekledi.

"1 Milyona Yakın Arı Yaşamını Yitirdi"
Şinoforoğlu, 225 arı kovanını belirli bir bölgeye yerleştirdiklerini, ancak kendilerine 'buraya 100 taneden fazla arı koyamazsın' dendiğini aktardı. Bu esnada bir kişinin kendisine para karşılığında tüm arılarını getirebileceğini teklif ettiğini, ancak bunu reddettiğini belirtti. Kurban Bayramı'nın üçüncü günü arılarını kontrol ettiğinde her şeyin yolunda olduğunu, ancak bayram sonrası Doğanyurt'a döndüğünde kovanların önünde çok sayıda arının yaşamını yitirdiğini gördüğünü ifade etti. Bir arkadaşıyla konuştuğunda, arıların zehirlenmiş olduğunun anlaşıldığını söyledi. Toplamda 50 arı kovanının zehirlendiğini ve bu anları görüntülerken ayrıca 6 arı kovanının girişlerinin kasten kapatıldığını fark ettiğini ekledi. Her kovanda yaklaşık yüz bine yakın arının yaşadığı göz önüne alındığında, 600 binden fazla arının bu kötü muamele sonucu hayatını kaybettiğini, 200-300 binden fazla arının da zehirlenerek öldüğünü, her kovanda 3-4 çıta arının bu olayda yok olduğunu ve toplamda 1 milyona yakın arının kaybedildiğini üzülerek dile getirdi.

"İnsanlar İçin Önlem Alınamamıştı"
Hüsnü Şinoforoğlu, arılarını yaban hayvanlarından korumak için önlem almasına rağmen, insanların neden olduğu bu zarardan koruyamadığını belirtti. Şinoforoğlu, hayvan yaşamına verilen değeri vurgulayarak, "Yolda giderken bir köpeği, bir kediyi ezmemek için kaza yapıyorsunuz. Yani 600 binden fazla arı nasıl öldürülür?" diye sordu. Doğanyurt'a ekonomik katkı sağladıklarını, bölgeden arazi kiralayarak her ay 200 bin lira maliyetle üretim yaptıklarını ve kendisi gibi birçok üreticinin bölgeye değer kattığını ifade etti. Jandarmaya başvuruda bulunduklarını ancak somut bir delil sunamadığını, sadece şüphelendiği kişileri bildirdiğini aktardı. Ayılar gibi doğal tehditlere karşı tuzak ve ışıklandırma gibi önlemler aldıklarını, ancak 'iki ayaklılar' olarak nitelendirdiği insan kaynaklı tehditlere karşı herhangi bir güvenlik önlemi (kamera gibi) almadığını ve buna şimdiye kadar gerek duymadığını söyledi. Kovanlarını korumak için aracında yattığını belirten Şinoforoğlu, bu emeğin ve 1 milyon 500 bin liralık yatırımın karşılığı olması gerektiğini dile getirdi. Bu olay, hayvanlara karşı işlenen şiddetin ve sorumluluk bilincinin önemini bir kez daha ortaya koymaktadır.